Tülay ve Çiçeklerin dili
Çiçek Nedir ?
Çiçek doğada bulunan bitkilerin üreme organlarıdır. Güzel kokuları ile böcekleri cezbederek kendilerine çeker ve tozlaşma ile üremenin oluşmasını sağlarlar.
Neredeyse her bitkinin bir çeşit çiçeği vardır. Böceklerin veya rüzgarın, doğal olayların yardımıyla, bu çiçekler doğaya yayılır ve üreme sağlanır. Bitkilerin nesillerini devam ettirmesi için gereken üreme organı olan çiçekler aynı zamanda insanların hayatında da önemli bir yere sahiptir.
İnsanlar da duygularını ifade etmek için çiçekleri kullanırlar çoğunlukla.
2004 itibariyle aklaşık olarak 258.650 çiçek türü tanımlanabilmiştir ve bu rakam sürekli artmaktadır. Bunlardan, insanlar arasından en çok rağbet gören çiçek türleri, neredeyse tüm çiçekçilerde bulunabilen, gül, papatya, orkide, yasemin, zambak, sümbül, lale, menekşe, gelincik gibi çiçeklerdir. Bu çiçekler aynı zamanda insanların birbirlerine iyi niyet ve duygularını gösterebileceği bir araç olarak da kullanılmaktadır. Örneğin gülün, renklerine göre halk arasında bir çok anlam ifade ettiği kabul edilmiştir. Örnek olarak kırmızı gül sevgi ve aşkı belirtirken, beyaz gül ise saflığı, sarı gül de ayrılığı temsil etmektedir.
Genelde hasta ziyaretine giderken bir buket çiçek almak, kutlamalara çelenk şeklinde çiçekler göndermek suretiyle insanlar çiçekleri kullanmaktadırlar. Ayrıca çiçekler, bulunulan ortamı güzelleştiren hatta güzel kokmalarını sağlayan bitkilerdir.
İnsanlar evlerinin bahçelerinde çiçek yetiştirirler. Bunun sebebi güzel bir bahçesinin olmasını sağlamak ve evinden duyduğu mutluluğu ve iç huzurunu arttırmaktır. Çünkü insan evinin bahçesine çıktığında rahatlamak ve daha mutlu olmak ister.
Aynı zamanda evin içinde de çiçek yetiştirilebilir. Bu da evin çok daha güzel görünmesini sağlayacaktır.
Çiçeklerin afrodizyak etkileri vardır. Bu etki insanların daha mutlu hissetmelerini sağlamaktadır. Bu nedenle çiçekler insanları hem içsel olarak hem de görüntü olarak mutlu hissettirirler.
Çiçekler fotosentez ile ortama oksijen yayarlar. Bu nedenle güneş ışığına muhtaçtırlar. Güneş görmeyen yerde çiçekler yaşayamazlar ve çok daha çabuk solarlar. Gündüzleri, ortamdaki karbondioksiti alıp fotosentez sonucu oksijen veren çiçekler, ortamdaki oksijen miktarını arttırdıkları için insanlarda ferahlama ve rahatlama sağlarlar. Ancak unutulmaması gereken çok önemli bir nokta ise, çiçeklerin geceleri, fotosentezin tersi olarak solunum yapmaları yani oksijen alıp karbondioksit vermeleridir. Bu nedenle geceleri, çiçeklerin bulunduğu ortamlarda oksijen miktarı azalır. Geceleri, çiçeklerin bulunduğu ortamlarda uyumamak gerekir ki eğer uyunursa insan kalktığında kendini çok yorgun hissedebilir.
Çiçekler güneş ışığı gibi, toprağa da muhtaçtırlar. Çünkü topraktan yaşaması için gerekli olan vitamin ve mineralleri kökleri vasıtasıyla alırlar. Çiçekler topraktan ayrılırsa çabucak solarlar. Beslenemeyen her canlının öleceği gibi, çiçekler de solar, sertleşir ve ölürler. Bu nedenle topraktan ayrılan çiçeklerin ömrü kısadır.
Çiçeklerin, topraktan ayrıldıktan sonra ömrünü uzatmak için suyuna tuz atmak, buzdolabına koymak vb.. yöntemler kullanılmaktadır. Tabi ki bazı kimyasallar da çiçeklerin ömürlerini bu noktada uzatabilmektedirler. Ancak çiçekler en güzel kokularını ve görüntülerini koparılmadan önce, doğal ortamlarında vermektedirler.